Zeytinin Gölgesinde, Mitolojik İda’nın Eteğinde

Adını Kazdağları’nın mitolojik ismi “İda”dan ve logosunu bereketin simgesi zeytin ağacından alan otelimiz, binlerce
yıllık tarih ve doğanın buluşma noktasında konuklarını benzersiz bir yolculuğa davet ediyor.

İda Blue, misar memnuniyetini her şeyin üzerinde tutan felsefesiyle, Adatepe’nin büyüleyici atmosferinde
unutulmaz anlar yaşatmak için tasarlandı. Mitolojik öykülerle örülü bu topraklarda, zeytin ağaçları ve çam
ormanlarıyla çevrili, doğanın dinginliğini ve köklü kültürel mirası bir araya getiriyoruz.

Doğal güzellikleri, yerel lezzetleri ve dört mevsim boyunca sunduğu ayrıcalıklı konaklama deneyimiyle İda Blue;
huzur, konfor ve ilhamı aynı anda sunuyor. Her detayı özenle düşünülmüş alanlarımızda, doğayla baş başa kalabilir,
zamanın durduğunu hissedebilirsiniz.

  • Doğayla İç İçe Konaklama: Zeytin ve çam ağaçlarının gölgesinde, mitolojik atmosferde eşsiz bir huzur.
  • Yerel Kültür ve Gastronomi: Ege’nin organik lezzetleri, yerel ürünler ve sürdürülebilir mutfak anlayışı.
  • Tarih ve Doğa Turları: Kazdağları’nın mitolojik hikayeleri ve Adatepe Köyü’nün kültürel dokusu.
  • Dört Mevsim Tatil: Her mevsim farklı bir güzellik sunan benzersiz doğa ve yaşam deneyimi.

İda Blue, modern konforu ve yavaş yaşam felsefesini birleştirerek ruhunuzu dinlendiren, hafızanızda iz bırakacak biryolculuğa çıkarıyor

Adatepe Hakkında

Küçükkuyu’dan kıvrıla kıvrıla yükselen bir yolla ulaşırsınız Adatepe’ye. Her virajda nefes kesen Edremit Körfezi’nin güzellikleri biraz daha gözler önüne serilir. Daha köyün girişindeki tarihi mezarlığın önünden geçerken, adım attığınız yerin ne kadar özel olduğunu derinden hissedersiniz.

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu beldesinin kuzeyinde yer alan Adatepe, İda Dağı’nın (Kazdağları) batı yamaçlarında, Edremit Körfezi’nin kuzey ucunda konumlanır. Küçükkuyu’ya sadece 3.5 kilometre uzaklıktaki bu köy, deniz seviyesinden 280 metre yükseklikte yer alır

Tarih ve Kültür

Binlerce yıllık geçmişe sahip Adatepe, Antik Çağ’dan Osmanlı dönemine uzanan zengin tarihi dokusuyla dikkat çeker. Homeros’un İlyada destanında adı geçen Kazdağları’nın eteklerinde kurulmuş olan bu köy, mitolojik efsanelerle çevrilidir. Zeus’un gökyüzünü izlemek için en yüksek noktadan baktığı bu dağlar, tarih boyunca tanrılar ve kahramanların buluşma noktası olmuştur.

Adatepe, Osmanlı döneminde Rumlar ve Türklerin bir arada yaşadığı, çok kültürlü bir yapıya sahipti. Bugün köy, Rum taş mimarisini yansıtan taş evleriyle, restore edilmiş sokaklarıyla ve kültürel mirasına sahip çıkan yapısıyla Türkiye’nin en güzel köylerinden biri olarak kabul edilir.

Doğa ve Atmosfer

Zeytin ağaçlarının, çam ormanlarının ve endemik bitkilerin çevrelediği Adatepe, her mevsim farklı bir güzellik sunar. Köyün dar taş yollarında yürüyerek her köşede farklı bir hikaye keşfedebilirsiniz. Köyün en önemli yapılarından biri olan Zeus Altarı, doğayla iç içe bir deneyim sunar ve ziyaretçilerine Edremit Körfezi’nin büyüleyici manzarasını seyretme imkanı tanır.


İda Blue’nun Hikayesi

İda Blue’nun hikayesi, Adatepe Köyü’nün eşsiz tarihi ve kültürel dokusunu koruma çabalarıyla iç içe geçmiş bir yolculuktur. 1980’lerde, büyük şehirlerden gelen bir grup aydın, Adatepe’nin büyüleyici atmosferine kapılarak köydeki taş evleri satın alıp restore etmeye başladı. Bu hareket, köyün yeniden canlanmasına ve değerlerinin korunmasına önemli katkı sağladı.

Civil Ailesi de bu büyüye kapılanlar arasındaydı. İstanbul’un yoğun temposundan fırsat buldukça Türkiye’nin ve dünyanın farklı köşelerini keşfeden aile, Ege Bölgesi’ne yaptıkları bir seyahat sırasında Adatepe ile tanıştı. O dönemde büyük oranda harabe olan köyün güzelliği onları derinden etkiledi. Her fırsatta Adatepe’ye gelen Civil çifti, sonunda burada bir ev sahibi olma kararı aldı

Yaptıkları araştırmalar sonucunda “İnka’nın Evi” olarak bilinen, geçmişiyle yaşayan bir taş evle karşılaştılar. 1980’lerde Adatepe’ye yerleşen Alman vatandaşı Inka Linz’e ait olan bu ev, köydeki çocukların ve halkın sevgisini kazanmış özel bir yuvaydı. Inka, Almanya’ya dönme kararı aldığında bu evi Civil Ailesi’ne emanet etti.

Zamanla Civil Ailesi, köydeki komşu evleri de satın alarak yan yana duran üç eve sahip oldu. Restore edilen bu taş evler, sadece aile için bir kaçış noktası olmakla kalmadı; bu güzellikleri başkalarıyla da paylaşma kriyle bir butik otele dönüştürüldü. Böylece, 2015 yılında İda Blue misarlerini ağırlamaya başladı.

Bugün, İda Blue aslına uygun şekilde restore edilmiş dört taş Rum evinden oluşuyor. Adını bahçesinde yetişen doğal bitkilerden alan 11 odası, misarlerine eşsiz bir konfor ve huzur sunuyor. Her evde konuklar için özel salonlar yer alıyor. “Yavaş Yaşam” felsefesinin kalbinde, misarler burada doğanın, tarihin ve benzersiz lezzetlerin tadını çıkararak unutulmaz anlar yaşıyor

İda Blue’nun hikayesi, Adatepe’nin ruhunu yaşatmak ve bu kültürel değerleri yarınlara taşımak için çabalayan insanların hikayesiyle örtüşüyor. Bu köyde zaman duruyor, hayat yavaşlıyor ve ruhlar dinginlik buluyor.